11 Mayıs
Pasaportlarımıza damga vurdurabilseydik Cadiz aslında yol planımızda olmayacaktı. Muhtemelen Guadaquilvir'e girmeden havaya bağlı olarak belki bir iki gün Rota'da alargada kalırız diye düşünüyorduk. Ama daha fazla damgasız dolaşmamak için mecbur rotayı Cadiz'e çeviriyoruz.
Mazagon'dan erken bir vakit demir alıyoruz. Cumartesi olması itibariyle ümidimiz çok fazla değil, bu işin Pazartesi'ye kalma ihtimali var gibi sanki. Ama hiç de belli olmaz, Cadiz limanına büyük cruise gemilerinin yanaştığını görmüştük, belki bir ihtimal çalışıyordur pasaport polisi hafta sonu. Mazagon Cadiz arası yaklaşık 40 mil, 16.00 gibi ulaşıyoruz Cadiz Marinaya.
Telsiz ile haber veriyoruz ama kapı duvar, dükkanı kapamış bunlar sanki:) Neyse yakıt da almaya niyetimiz vardı, girişteki yakıt pontonuna bağlanıyoruz ama tabelada yazan çalışma saatleri aksini iddia etse de onlar da siesta modundalar belli. Cem evrakları alıp marina ofise yöneliyor. Biraz sonra dönüyor, adamcağızı öğlen uykusundan kaldırıp giriş işlemini yaptırmış:) Marinanın bize verdiği yere bağlanmak için ayrılıyoruz yakıt pontonundan. Ama gidince görüyoruz ki yerimizde başka bir tekne var, ama onun yanı boş. Giriyoruz yanına. Bizim için orası burası sorun değil de, eğer bağlandığımız yere akşam bir tekne dönecekse sonrası sıkıntı olabilir. O nedenle çıkarken marina ofise gidip durumu bildiriyoruz. Görevli gelip kontrol ediyor, hakikaten bizim bağlandığımız yere yarın için bir rezervasyon yapmış galiba marina. Biz de yarın çıkıp çıkmayacağımızı bilmiyoruz, her şey pasaport işine bağlı. Neyse bizim asıl yerimize bağlayan tekne biz çıkıyoruz bu akşam deyince bizim de ilk bağlandığımız yerde kalmamıza ok diyor marina görevlisi.
Bu iş de bitince pasaportları alıp koşarak pasaport polise gidiyoruz. Geçen yıl da burada işlem yaptığımızdan biliyoruz yerlerini. Kapılar kapalı, eyvah! Zaten Cumartesi saat olmuş beş buçuk, ne umuyorduk ki! Yine de zile basıyoruz bi şansımızı deneyelim diye. Kapı açılıyor, içeriden şort t-shirt bir görevli çıkıyor. Anlatıyoruz derdimizi, alıp pasaportları siz burada bekleyin diyor. Heyecanlı bir 3-5 dakika sonrası aynı kişi kapıyı açıp alın, bastık diyerek pasaportlarımızı uzatıyor. Kendimizi her türlü olumsuzluğa hazırladıktan sonra bu işin bu kadar çabuk ve kolay hallolması acayip keyiflendiriyor bizi. Üzerimizden bir yük kalkıyor. Artık gönlümüz rahat turlayabiliriz şehri.
Geçen yıl Cadiz'e otobüsle günü birlik gelmiştik. Yaz ortalarıydı. Hem pasaport işi, hem de bir postane işimiz vardı. İşlerimizi halledip şöyle bir gezmiştik şehri ama sıcaktan dilimiz dışarıda. Meğer biz sıcaktan şehrin güzelliğini tam anlayamamışız o zaman. O zaman aklımızda kalanlarla biri bize Cadiz'e gidilir mi diye danışsa, çok da gerek yok derdik, ama bu sefer imkanınız varsa gidin deriz. Buralar için en uygun mevsim bahar dedikleri kadar varmış doğrusu. Daracık sokakları, güzel evleri, meydanları ile tam bir endülüs şehri. Meydanın birinde sokak şarkıcıları flamenco söyleyip bahşiş topluyor, halka açık konser:) Dini bir güne denk geldik galiba, bir de geçit alayı var bando mızıka, çiçeklerle süslenmiş bir taht taşıyorlar. Güzelce dolanıp karnımızı da doyurduktan sonra dönüyoruz tekneye. Biz bağlayan bir şey kalmadığına göre yarın ayrılabiliriz artık buradan.
Geolocation
36.541685403764, -6.2829759571595
 
Add new comment