≡ Malaga

Fuengirola'dan trenle Malaga'ya gitmek çok rahat. Oldukça sık sefer var. Önceden bilet almanıza gerek yok, turnikeler kredi kartınızdan bedeli çekebiliyor. Son durak olduğu için de rahat rahat gidebiliyorsunuz. Malaga'da da istasyon eski şehre oldukça makul bir mesafede. Çok sıcağa kalmamak için erkenden yola düşüyoruz. Kahvaltı işini Malaga'da halledeceğiz. 

Kahvaltı sonrası şehrin simgelerinden meşhur Alcazaba kalesini geziyoruz. Kale, 11. yüzyılda Endülüs zamanında, bölge Araplar yönetiminde iken inşa edilmiş ve oldukça iyi korunmuş. Kale kadar kaleden manzara da etkileyici. Aslında biraz tırmanmayı göze alırsanız, 14. yüzyılda bu kaleye bağlantılı ikinci bir kale daha inşa edilmiş, Gibralfaro kalesi. Yorumlarda Alcazaba ile kıyaslandığında çok enteresan olmadığı ama istenirse şehre tam tepeden bir manzara için çıkılabileceği yazıyor Gibralfaro'ya. Biz Alcazaba manzarası ile yetinmeyi tercih ediyoruz:)

Kaleden çıkışta eski şehrin neredeyse göbeğinde Romalılardan kalma antik tiyatroyu görebiliyorsunuz. Sonrasında hedefimiz ise Picasso Müzesi. Picasso Malaga'da doğmuş, buraya kadar gelmişken müzesini pas geçmek olmaz şimdi. Müzede başka bir ressamın ve fotoğrafçının da geçici sergileri var. Onları da şöyle bir turluyoruz. Özellikle fotoğraf sergisi ilgimizi çekiyor. Amerikalı fotoğrafçı Joel Meyerowitz, 1966-67 yıllarında bir Avrupa turuna çıkıyor ve fotoğraflar çekiyor. İçlerinde Türkiye fotoları da var. Bu arada müze binası eski Finike kalıntıları üzerine kurulmuş. Zemin altına inip onları da görebiliyorsunuz:)

Müze çıkışında şehrin ünlü eski pazarı Mercado Central de Atarazanas'a gidiyoruz. Hakikaten balığıyla, etiyle, sebzesi, meyvesi, şarküterisi ile büyük ve renkli. Buradaki tapas barlardan birinde karnımız da doyurduktan sonra eski şehir turlamaya devam. Malaga hakkında okurken Sevilla gibi diğer Endülüs şehirleri ile kıyaslandığında hak ettiği değeri görmeyen bir şehir gibi yorumlar görmüştüm. Bu yorumlara katılmamak hakikaten işten değil. Çok beğendik biz Malaga'yı. Çok keyifli bir şehir. Sokakları, tarihi, onlarca müzesi ile görülmeye değer.

Neyse yolcu yolunda gerek, akşam üzeri treniyle dönüyoruz Fuengirola'ya. Akşama Türkiye-Gürcistan maçı var, ona da yetişebileceğiz galiba!