Santa Maria'dan buraya geçişimiz komple motorla olunca, ayrı bir "geçiş" sayfası açmaya gerek görmedik. Aslında hafta boyunca güzel bir apaz seyri beklentisi oluşmuştu, ama Cuma günü rüzgar tahminlerini düşürmeye başladılar, balon iskotalarını filan hazırladık. Onu bile kullanamadık. Sabah 6:00'da kalkıp 6:20 gibi limandan ayrıldık. 9:00 gibi rüzgar hafiften bi yoklayınca heyecanlandık, ana yelkeni açtık. Ama arkası gelmedi.
Tek ilginç tarafı Orta Amerika'dan tekne getiren bir Türk ekibiyle 3 saat arayla Ponta Delgada limanına girdik. Katamaranı yeni satın aldılar. Dört arkadaş Türkiye'ye götürüyorlar. Ekipten Erol abiyi zaten tanıyorduk, iletişim halindeydik. Onlar 16 günlük yoldan, biz 9 saatlik adadan... Limana peş peşe giriyoruz. Bizim için büyük şans oluyor. Yeni marina tarafında katamaran için geniş yer olmadığı için onları eski marinaya alıyorlar. Normalde eski marinada sadece yerel tekneler duruyordu. Ofise bizim için de soruyorlar. Olumlu cevap alınca biz de oraya dalıyoruz. Sallantı bakımından buranın çok daha iyi olduğunu biliyoruz.
Evet, iki gün arayla iki Türk teknesi ile karşılaşmış olduk. Erol'lar tam transfer modunda. İki gün eksik giderip devam edecekler. Adayı gezmeyi bir dahaki sefere bırakıyorlar. Ama iki gün iyi muhabbet dönüyor.
En az iki hafta buradayız. Üç ayrı arkadaş ekibi ağırlayacağız. Nymphe'yi gayrimenkul modunda bağlıyoruz. Biminimizde ufak sökükler vardı. Buradaki yelkencide tamir ettiriyoruz.
18 Temmuz...
Bir aydır Ponta Delgada Marina'dayız. Erol Abiler de sağ olsunlar, bu sefer kendimize eski marina dedikleri bölüme aldırabildik. Yenisindeki solugan sıkıntısı burada yok ve çok daha rahat.
Burada sosyallik açısından son üç yılın acısını çıkardık. Sosyallik derken, çevrenizdeki diğer gezgin teknelerle sürekli bir sosyalleşme oluyor da, bu sefer Türkiye'den dostlarımızla görüşebildik. Herhalde Azorlar da bizimle beraber tarihinde ilk defa bir ay içerisinde bu kadar Türk nüfusu ağırlamış oldu:)
Geldiğimiz gün zaten Erol abilerin transferini yaptığı katamaran vardı. Bir kaç gün onlarla sohbetle geçti.
Arkasından Nymphe'nin baş müdavimlerinden Meltem, Çiğdem ve Süha geldi. Türkiye'deyken sürekli birlikte gezdiğimiz ekip. Ama salgın başlangıcından beri gelemiyorlardı. Hem hasret giderdik, hem de önceden planını yaptığımız Flores adası gezisini gerçekleştirdik. Bu Azore grubunda en batıdaki ada. Hem yolu uzun, hem de iki sene önce geçen bir fırtınada limanı ciddi hasar görmüş, tamir etmeye çalışıyorlar. Zaten normal zamanda bile çok rahat bir liman olmadığı için genelde denizcilerin uğramadığı bir yer. Ama mutlaka görülmesi gerekiyormuş. Biz uçak ile gidip geliyoruz. Bizim görülecek yerler listemizde ilk ona girer bu ada, hele hele buralara yolu düşenlerin kesinlikle kaçırmaması geren bir yer bizce. Neyse, onun detayları ayrı yazıda.
Gezgin ekipten sonra Rengin'in yakın arkadaşı Başak geliyor. Bir hafta kadar da onu ağırlıyoruz. Bu sefer araba turuna biz de çıkıyoruz, üç gün boyunca neredeyse adada girmediğimiz yol kalmıyor. Geçen sene de gezmiştik, ama önemli bir kısmında manzara noktaları hep sis altındaydı. Bu sefer şans bizden yana. Adanın her bir yanı mı ayrı güzel olur? İnsan hayret içinde kalıyor hakikaten. O hafta şansımıza adanın festivalini de yakalıyoruz. Şaşalı bir geçit törenine şahit oluyoruz; bando mızıkası, her köyün ayrı bir temsili, öküzler tarafından çekilen heybetli kağnılar, akşamları konserler, gösteriler...Bu adalarda harika bir festival ve eğlence kültürü oluşmuş, bizim çok hoşumuza gidiyor. Her akşam sizi oyalayacak bir aktivite bulabiliyorsunuz. Çoğu ücretsiz, halka açık meydanlarda yapılıyor. Bir çoğu yerel, amatör gruplar ama arada profesyonel performanslar da oluyor. Zaten biraz şarap, güzel bir ambiyans...bütün bunlar bir araya gelince, hele ki eğlenmeye de gönlünüz varsa...:)
Başak'ın arkasından bu sefer Metin geliyor. O da benim üniversiteden beri arkadaşım. Aslında iki kişi geleceklerdi, ama Renan son günlerde çektiği ayak sıkıntılarından dolayı vazgeçiyor. Aslında niyetimiz Metin gelince birlikte Terceria adasına geçmekti. Ama şansına rüzgar açısı bir türlü müsait olmuyor. 90 mil yol, orsa çekmeyi gözümüz yemiyor. Bir haftadır uygun koşulları bekliyoruz. Bir kaç gün öncesine kadar bu hafta için çok uygun koşullar öngörülüyordu tahminlerde. Ama iki gündür tahminler git gide azaldı. Fakat biz de burada sıkıldık. Birazdan tekrar bir değerlendirme yapacağız, ama sanırım motorla da olsa bir şekilde gideceğiz artık.
Bu arada adaya bir Türk yelkenlisi daha geliyor. Sibel ve Memduh, Papalina isimli tekneleriyle bulunduğumuz pontona bağlanıyorlar. Onlar kışı Portekiz ana karasında geçirmişti. Sezon başında önce Madeiras adasını gezdiler, bir hafta önce de Santa Maria'ya geçmişlerdi. Bundan sonra bir ay kadar muhtemelen benzer bir rota izliyor olacağız onlarla.
Add new comment