Sabah 7.45'de demir aldık. Hedef yaklaşık 20 mil uzaklıktaki, Kea adasının kuzey batısında bulunan Ayios Nikolaou körfezi. Rüzgar yok, motor seyri yapıyoruz mecbur.
Kea adası Kiklad kültürünün oluşmasında önemli bir ada olarak geçiyor. Ünlü Yunan şairi Simonides ve daha birçok şair ve ressamın anavatanı. Adanın tarihi de oldukça eski. Prehistoric dönemlere kadar uzanan kalıntılar bulunuyor adada. Adanın Venedikliler zamanındaki adı Tzia imiş, hala bazı yerlerde bu isimle anıldığını görebiliyorsunuz. Okuduklarımızdan en ilgimizi çeken bilgi ise hristiyanlık öncesi dönemde uygulandığı söylenen "Koniazesthe" veya "Kion Nomimon" adı verilen gelenek (kimi yazılarda kanun olarak da geçiyor). Bu geleneğe göre 70 yaşını dolduran adalılar fiziksel ve zihinsel güçleri artık yaşamlarını idame ettirmek için yeterli olmadığı gerekçesi ile baldıran zehiri içerek intihar ediyorlarmış. Bu geleneğin genç nüfusun şansını artırmak için kıtlık döneminde çıkmış olabileceğine dair yorumlar var. Günümüzde ortalama yaşam süresinin ne kadar uzadığını da düşününce neyse ki artık uygulanan bir gelenek değil:)
Yolda su yapıcıyı çalıştırdık. Açıkçası bu aletten bu kadar gürültü çıkmasını beklemiyorduk! Denizin temiz olduğu koylarda çalıştırırız diye düşünürken, özellikle koyda başka tekneler varsa rahatsız edici olabileceği gerçeği biraz canımızı sıkmadı değil. Eğer çok dalga yoksa yapılan motor seyri esnasında çalıştırmak iyi bir opsiyon oldu bu durumda. Hem motorun sesi ile karışan gürültü sizi o kadar rahtasız etmiyor, hem de yolda giderken bu işi de aradan çıkarmış oluyorsunuz. Rüzgarsızlığı bir avantaja dönüştürdüğümüz bu seferlerde hazır su da üretiyorken gönül rahatlığıyla duşumuzu alabiliyoruz biz de:)
Sabah sabah trafik yoğun. Bizim gibi konum değiştiren tekneler dışında, ana karaya yaklaştıça feribot ve gemi trafiğinde hissedilir bir artış var. Saat 11.15 civarı Ayios Nikolaou körfezine girdik. Girişte körfezin hemen kuzeyinde Ayios Nikolaou feneri selamladı bizi. Okuduğumuza göre bu fener Kikladların ilk, Yunanistan'ın ise ikinci deniz feneri, o nedenle tarihi bir değer vakfediliyor burada bu fenere. Körfezde kılavuz kitaplar üç demirleme opsiyonundan bahsediyor; ilki körfezin güney kolunda kalan Korissa limanı (feribotların da kullandığı liman), diğeri kuzey kolda kalan eski kömür yükleme sahası, üçüncü de ikisinin ortasındaki ve körfezin kuzey doğu kolunda kalan Vourkari. Biz Vourkari koyuna yanaştık. İskelenin önününün epey sığ olması itibariyle dümen palası biraz stres yaratmadı değil ama çok da zorlanmadan bağlandık. Alargada duran da epey tekne var koyda.
Vourkari eski bir balıkçı kasabası iken son yıllarda turistlerin de ilgisi neticesinde turistik bir balıkçı kasabası haline evrilmiş! iskele zaten kasabanın göbeğinde, tam karşınızda tavernalar, kafeler ve çoğu otantik eşya ve giyim satan küçük dükkanlar bulunuyor. Bugün Pazar diye mi bilemiyoruz ama yoğun bir insan ve tekne trafiği var. Yanaşanlar, ayrılanlar, dolaşanlar, yemek yiyenler, birşeyler içenler…
Bugün buradayız. Yarın yaklaşık 6,5 km mesafede bir tepede yer alan adanın merkezi konumundaki Ioulis (Kea Chora) kasabasını gözümüze kestirdik.
Geolocation
37.665993, 24.32463
 
Add new comment