Bir ayı geçti, Ponta Delgada’dayız. Artık adayı tüm girinti çıkıntıları ile öğrendik desek yalan olmaz herhalde. Geçen sefer büyük marinada sallanıyoruz diye erken kaçmıştık, bu sefer acısı çıktı. Aslında normal koşullarda daha kısa bir süre de yeterli olurdu ama daha önce de bahsettiğimiz gibi bol ziyaretçili bir dönem olması itibariyle lojistik olarak en rahat adada kalmayı tercih ettik. Ama artık hareket vakti geldi. Metin henüz dönmedi memlekete. Kendisini kaplıca, dalış, balina turu gibi türlü aktiviteyle oyaladı bayaa. Bu arada çok da sezonu (evet bunun da bir sezonu varmış!) olmadığı için pek ümidimiz yoktu ama, balina turundan eli dolu dönerek bizi şaşırttı. Eli dolu derken balina fotolarıyla tabii:) Eksik kalan bir okyanus seyri kaldı aktivitelerde, eh onu da eksik bırakmayalım dedik Metin’le beraber düştük yola.
Hedefimiz yaklaşık 90 mil uzaklıktaki Terceria Adası, Praia da Vittoria’daki alarga alanı. Biz hem uzun süreden sonra harekete geçmek ve seyir yapıyor olmak, hem de bir süre alargada vakit geçirecek olmanın mutluluğu içindeyiz. Metin ise ilk okyanus seyri heyecanında. Geniş apaz, çok da kuvvetli olmayan bir rüzgar görünüyor tahminlerde. O nedenle bir gün önceden balon düzeneğini kuruyor Cem. Niyetimiz balonla gidebildiğimiz yere kadar gitmek sonrası malum motora kuvvet. Memduh ve Sibel’in niyeti bizden bir 6-7 saat sonra yola çıkmak. Hedef aynı, ama onlar haklı olarak tanımadıkları yere gece karanlığında giriş yapmak istemiyorlar. Biz geçen yıldan mütevellit o konuda rahatız.
Sabah saat 6.00 gibi çözüyoruz ipleri. Biraz sonra adanın gölgesinde güzel bir rüzgar yakalıyoruz. Kapatıyoruz motoru, açıyoruz ana yelken ve cenovayı. Adanın kara etkisi ile gidiyoruz, belli birazdan bitecek bu rüzgar ama gittiği yere kadar. Bir saate yakın ortalama 6 knot hızla ilerliyoruz keyifli keyifli. Ada etkisi geçince bitiyor rüzgarımız, indiriyoruz yelkenleri. Neyse az sonra asıl beklediğimiz rüzgar gelmeye başlıyor. ilk önce yine bir ana yelken, cenova denemesi. Baktık çalışmıyor, basıyoruz balonu. Balona kuvvet yolun yarısını yelken ile gidiyoruz ama artık son saatlerde rüzgar pupaya dönmeye başlayıp hızımız 4 knotların altına düşünce mecbur balonu indirip yolun kalanınını motorluyoruz.
Yunanistan’dan bu yana ilk defa üçüncü bir kişi ile seyrimiz bu. Gayet güzel ve keyifli bir seyir oluyor. Bu sefer yunus yok etrafta. Tabii ilk okyanus seyrini yapan Metin, iki gün önce büyük bir botla gidip balina gördüğü için çıtası yükseldi haliyle. Biz ise kendisine en fazla "portugese man o’var" denilen buraların meşhur deniz analarından gösteriyoruz bol bol yolda:) Gece saat 21.00 civarı adaya iyice yaklaşıyoruz. Güneş battı ama hava hala aydınlık. Ama garip bir durum var! Adaya yaklaşık 15 mil mesafe kalmasına rağmen ada namına hiç birşey görünmüyor ortalıkta. Buralarda alışığız aslında, aniden bir bulut çökebiliyor adaların tepesine ama artık bu kadar yakınlıkta en azından silüetini görmemiz lazım diye de işkillenmeden duramıyor insan. Neyse biraz daha ilerliyoruz hala ufukta kara namına birşey yok. Cem bi ara iyice şüphelenip radardan teyit ediyor, evet ada orada olmalı, ama yok! Neyse tam “Lost”a bağlamışken internet çalışmaya başlıyor. Artık net, Terceria olmasa da teknolojide en azından bir noktaya gelmiş bir kara parçasına yakınız:) Zaten birazdan hava kararınca ışıkları seçilmeye başlıyor adanın. Saat 24.00 civarı Praia da Vittoria limanına giriyoruz. Alarga alanını biliyoruz zaten, liman içinde, plajın tam karşısında. Demirimiz atıp, o her güzel seyrin sonunda hak edilen güzel uykulara dalıyoruz.
Geolocation
38.249728693181, -26.255900955504
 
Add new comment