Salı sabah kahve keyfini yine ilk durakta yaparız deyip hemen demir alıyoruz. İlk etap zaten çok kısa. Karaya yakın bir seyirle Alvor kanalına ulaşıyoruz.
Burası da bir nehir yatağı. Sadece girişi ıslah edilmiş gibi duruyor, iki tarafında da birer mendirek denize doğru uzanıyor. Girişi rahat, hemen içeride genişçe bir alanda demirleme imkanı var. Daha da içerilere gitmek mümkün, ama bizim salma ile gel-git zamanı filan kollamak gerekiyor. Demir alanında bir süre durup kahve ve kahvaltı rutinlerimizi hallediyoruz.
Ardından az ilerdeki Praia de Boião koyuna geçiyoruz. Burası güneye uzanan kayalıklar sayesinde epey korunaklı. Kayalıklar; yine girintiler, mağaralar ve uçurumlarıyla etkileyici gözüküyor. Aralarında dolaşan kanolar, küçük tekneler de manzaraya boyut katıyor... Demir alanı henüz çok kalabalık değil. Gün boyu Portimao tarafından pek çok gezi teknesi geliyor, ama gece tek bir katamaranla biz kalıyoruz koyda.
İki gün acayip bir sosyallikle geçiyor. Marinada kaldığımız bir ay bu kadar sohbetlenmemştik!
Önce, yanımıza demir atan bir tekneden "Siz gerçekten Türkiye'den mi geldiniz" diye sesleniyorlar. Gözde ve Portekizli kocası Fernandes... Davetimizi kabul edip biraz sonra kahveye geliyorlar. Lizbon'da yaşıyorlar ve teknelerini orada bir marinada tutuyorlar. Senelik izinleri için bu bölgeye gelmişler ve haftasonu dönecekler. İyi tesadüf yani. Tanışma ve birbirimizin hikayelerini dinledikten sonra konu tabii ki tekne sorunları, iyileştirmeler vs...'ye geliyor. Onlarınki de bizimkiyle aynı nesil Bavaria.
Bir de Hikmet'lerden haber geliyor. Onlar da Azore'lardan teknelerini Türkiye'ye götürüyorlar. Hatırlamayanlara; biz oralarda iken Yasemin ve Hikmet Terceria adasında restoran işletiyorlardı. Zaten kararlıydılar, önceki yıl restoranı devredip Türkiye'ye taşındılar. Ama kediler, köpekler, eşyalar ve bir de araba olunca... Tekne Terceira'da kalmıştı. Bu sene Hikmet, arkadaşı Yaşar ile Takatuka'yı Türkiye'ye götürüyor. Aslında niyetleri Fas'a inmekti, ama rüzgar açısı yüzünden (sayesinde!) bizim kıyılara geldiler. Çarşamba sabahı Lagos marinaya giriyorlar. Ama transfer modunda oldukları için bir gece kalacaklar. İkmaller, çamaşır vs... Sonra hemen devam. O yüzden biz Lagos'a geri dönüyoruz. Marinaya girmiyoruz, yine önünde alarga. Botla inip Hikmet'leri buluyoruz. Yine sohbet muhabbet ve hasret gidermece. (Tabii arada birikmiş çöplerimizi atıp ufak da bir alışveriş yapıyoruz.) Keyifi bir yemek sonrası vedalaşıp Nymphe'e dönüyoruz.
Gece rahat geçiyor, ama sabah rüzgar devam ediyor. Daha rahat olacağını düşündüğümüz için hemen demir alıp Boião koyuna dönüyoruz. Bu sefer yolun tamamı yelkenle. Daha gezi tekneleri gelmemiş, önceki gece kaldığımız yere demirliyoruz.
Ve o demir orada 5 gün kalıyor! Burayı çok seviyoruz. Burun, kuzey ve batıdan gelen havaları güzel kesiyor. Gün boyunca epey gezi teknesi gelip demirliyor. Plajdan çıkan kanocular çevremizde dolaşıyor. Ama akşam oldu mu çoğunlukla tek tekne kalıyoruz. Arada bota atlayıp kayalıkları ve mağaraları geziyoruz. Dik yamacın üzerinden geçen yürüyüşçüler ve atçılar da manzaraya katkıda bulunuyor.
Diğer teknelerin niye gidip Portimao'da nehir içinde kaldıklarını anlamakta zorlanıyoruz. Evet, kağıt üstünde burası çok açık gözüküyor, ama bu havalarda oradaki mendirek için kadar rahat.
Geolocation
37.117416155734, -8.565467480218
 
Add new comment