25 Temmuz salı sabahı bir haftadır alargada yattığımız Praia De Boilao'dan demir alıyoruz. Niyetimiz Portimao kasabasının önündeki kanalda demir atıp, 1-2 gece kalmak. Duruma göre ya burada, ya da Albufiera'da marinaya girip eksiklerimizi tamamlayacağız. Lagos'dan çıkalı 11 gün oldu. Sonrasında Faro bölgesinde yine uzun bir alarga dönemi bekliyoruz.

Portimao nehir içine kurulmuş kocaman bir liman şehri görüntüsünde. Mendireğin hemen içindeki demir alanı biraz solugan alıyor. Daha içerdeki demir alanı ise hem çok sıkışık, hem de sanayi manzaralı. Kaç gündür bulunduğumuz keyifli

davamı...


Salı sabah kahve keyfini yine ilk durakta yaparız deyip hemen demir alıyoruz. İlk etap zaten çok kısa. Karaya yakın bir seyirle Alvor kanalına ulaşıyoruz.

Burası da bir nehir yatağı. Sadece girişi ıslah edilmiş gibi duruyor, iki tarafında da birer mendirek denize doğru uzanıyor. Girişi rahat, hemen içeride genişçe bir alanda demirleme imkanı var. Daha da içerilere gitmek mümkün, ama bizim salma ile gel-git zamanı filan kollamak gerekiyor. Demir alanında bir süre durup kahve ve kahvaltı rutinlerimizi hallediyoruz.

Ardından az ilerdeki Praia de Boião koyuna geçiyoruz.

davamı...


Başlığa "Lagos Önü" yazacaktık da, bu daha havalı...

Pazartesi sabahı keyifli kalkıyoruz. Gece yarısı oynanan maçta kadın milli takımımız Çin'i yenerek Voleybol Uluslar liginde dünya şampiyonu oldu. Prestij olarak olimpiyatlar ve dünya şampiyonasının ardından geliyor, ama format olarak çok daha kapsamlı bir turnuva bu.

Kahve bile hazırlamadan demir alıp yola düşüyoruz. Keyfi vardığımız yerde yapacağız. Rota tekrar batıya dönüyor. AIS hareketlerini gören dostlarımız "ring seferlere mi başladınız" diye mesajlar atıyorlar. Demiri alır almaz ana yelkeni açıp motoru kapatıyoruz

davamı...


14 Temmuz Cuma sabahı 8:15 gibi hareketleniyoruz. Marina benzincisi 8:30 'da açıyor, ticari çalışan tekneler kalabalık yaratmadan limandan çıkmak istiyoruz. Telsizle rica edip köprüyü açtırıyoruz. Yanaşıp mazotumuzu dolduruyoruz. Gelişte çok yakmadık, ama depo dolu olsun. Liman / alarga programı yaparken esneklik sağlıyor.

Nehir ağzından çıkar çıkmaz bir mil mesafedeki Piadade burnuna yöneliyoruz. Bu burun ve çevresi Lagos'un meşhur deniz mağaralarını barındırıyor. Güzel bir noktaya demir atıp ertelediğimiz sabah kahvesi keyfimizi yapıyoruz. Az sonra gezi tekneleri gelmeye başlıyor

davamı...


2020 sonbaharında Kanaryalar’a inmeden önce Cebelitarık geçişi için bir süre İspanya’nın güneyinde Motril’de vakit geçirmiştik. O sırada Granada’yı gezme imkanımız olmuştu. Hem El Hamra, hem de şehir biz çok etkilemişti. Ama geçiş için uygun hava gelince Endülüs Bölgesinin Sevilla, Malaga gibi yerlerini, bu kelimeden hiç hoşlanmasak da “Artık olursa bir daha ki seferlere…” deyip pas geçmek durumunda kalmıştık. Tecrübemiz bize genelde bu “Bir daha ki sefere…” temennisinin genelde pek tutmayan bir niyet olduğunu gösterse de bu sefer şans bizden yana galiba. Lagos Sevilla arası yaklaşık 270

davamı...


Lagos marina oldukça ıslah edilmiş bir nehir yatağı üzerine kurulmuş. Kasabanın yanında değil, tam içine bağlanıyorsunuz. Denizden bu kadar içerde olmasının avantajı son derece korunaklı olması. Dezavantajı ise, gelgitler sırasında suyunun tam olarak temizlenmemesi, adalarda alıştığımız yüzülebilir marina kavramından çok uzak olması.  

Burada bir ay kalmak üzere rezervasyon yapmıştık. Güney Portekiz ve hatta İspanya'nın bir kısmını, buradan gezeceğiz. Önümüz bayram, belki gelen gidenimiz olur. Bir de dil kursuna gidip üç-beş kelime Portekizce öğrenmek istiyoruz. Zaten 2-3

davamı...


9 Haziran sabahı 8:30 civarında iplerimizi çözüp iki yıldır barındığımız Santa Maria adasından ayrılıyoruz. İlk gün için hafif ama balon açısına uygun bir rüzgar var. İkinci gün ise bazı modeller güneyli sert bir hava veriyor. Ama en karamsar beklentide bile dalgalar çok büyümüyor. O rüzgarla gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Arkasına düştük mü, bu rotanın klasiği, motora kuvvet... Karşı kıyıda ise 20-25 knot bi hava bekliyor olabilir bizi, ama kısa bir mesafe için. Neyse, ona yaklaşınca bakarız.

Limandan çıkar çıkmaz tekneyi neta edip asimetrik balonumuzu basıyoruz. Adanın pisinde

davamı...


21 Mayıs'da Santa Maria Adasına döndük. Nymphe karada, tam bıraktığımız gibi duruyordu. Nem alıcı işe yaramış, içeride hiç küf kokusu yoktu. Normalde "iyi" dediğimiz durumda bile açıktaki çamaşırları filan bir tur yıkama ihtiyacı olur. Bu sefer ona bile gerek olmayacak. Sağını solunu kontrol ediyoruz. Herşey yolunda gibi. Motorun ve şanzımanın yağını kontrol ediyoruz. Bir de karinada zehirli olarak kullandığımız copper coat'u aktive etmek için sert bir süngerle "zımparalıyoruz". Diğer tüm işleri denize indirdikten sonra rahat rahat yapacağız.

Geldiğimizin ikinci günü bizi denize

davamı...


Kışlamak üzere Santa Maria adasına dönme zamanımız gelmişti. Geçen sene yer kalmaz endişesi işe biraz erkence dönmüştük. Artık limandakileri iyi tanıdığımız için bu sene öyle bir acelemiz yok, ama bir yanda o güzel adada da biraz vakit geçirmek istiyoruz. İyi dostlarımız var orada da... Ama gel gör ki, hava bizle aynı fikirde değil. Epey sert bir iki sistem geçiyor üzerimizden. Arada da kafadan esiyor. Hatta biraz dayak yemeyi göze alıp çıkmaya niyetlendiğimiz bir sabah, erken kalktığımızda tekrar bie değerlendirme yapıp yatağa döndük. 200 millik bir mesafe, ama kovalayan yokken niye acı

davamı...


Bi ara yazarız