Türkiye'de olsa adında mutlaka "Akvaryum" bulunacak bir alan.

Tam dört yıl önce burada demirlemiştik. Acayip aklımızda kalmıştı. Menorca'ya geçiş için kaçırılmayacak bir hava olduğu için sadece bir gece kalmıştık. Bu sefer acısını çıkartmaya niyetliyiz!

Asinara adası Sardinya'nın kuzeybatı ucunda, tamamı milli park olan, çepeçevre demirlemenin yasak olduğu bir ada. 3-4 noktasında kiralık tonozlar var, onlardan dahi karaya çıkmak özel kurallara bağlı. Sardinya ile arasında Piana adası var. Onun çevresinde demirleniyor. Hem kuzeyinde hem güneyinde geniş kumluk alanlar var.

davamı...


Dünkü koy çok güzel de, internet hiç çekmiyordu. Normalde dert etmeyiz de, bizim Sardunya / Korsika'ya geçişimizi planlamamız lazım. Onun için de internet...

Erken yola düşüp Menorca'yı kıyıya yakın geze geze Kuzeydoğu ucu sayılabilecek Fornell körfezine geliyoruz. Dik yamaçlar bütün kıyı devam ediyor. Arada da güzel koylar var, ama hepsi kuzey rüzgarına açık.

Fornell bu coğrafyanın en korunaklı yerlerinden biri. Dar bir girişten sonra 2 mil içeri uzanan dar bir körfez. Tonoz bölgeleri, demirleme bölgeleri... Hepsi düzgün işaretlenmiş.

Bir hayal kırıklığı limanda oluyor.

davamı...


Mallorca'da herhalde bi ömür geçer, ama sıcak fena bunalttı. Yollanasımız var. Korsika'yı sezonun sonunda gezmeye niyetliyiz, e onun da vakti geliyor ufak ufak.

Kendimizi rahat bir şekilde Menorca'ya atıyoruz. Esas hedefimiz Point d'en Gil koyu, ama ufacık koy çoktan kapasitesini doldurmuş. Hem dar, hem çok derin. Birilerine çapariz vermeden düzgün demir atmak imkansız.

Biz de B planı, Amarrado koyuna ilerliyoruz. Burası da kalabalık, ama çok daha geniş bir alan. Rahat bir şekilde yer bulup demirliyoruz. Akşama kadar gelip giden çok oluyor, ama gece de kalan tekne sayısı

davamı...


Yaprak'la Irmak'ı uğurlama günü... Fena alışmıştık oysa.

Yolcu etmek için Pollença kasabasının liman yerleşkesi olan Port de Pollença'yı tercih ediyoruz. Buradan Palma'ya düzenli otobüs var. Demirlemesi de, botla karaya çıkması da kolay gözüküyor.

Demir alanı gerçekten rahat. Neredeyse her rüzgara korunaklı. Epey geniş bir alan 3-5 metre derinlikte ve çok ufak bir kısmı deniz çayırlarının büyümesi için ayrılmış. Kasabaya ulaşım da rahat olunca, yoğun sezonu burada alargada geçiren epey sabit tekne var.

Akşamüstü botla karaya çıkara güzel bir yemek yiyoruz. Bir de

davamı...


Mallorca'nın kuzey ucuna doğru devam ediyoruz.

Önce ıssız bir koy olan Cala Castell'e demir atıyoruz. Bütün günü burada geçiriyoruz. Yine etkileyici bir koy.

Adanın bu tarafı gerçekten sarp kayalıklar ve aralarından uzanan yeşil vadiler ile etkileyici. Bir de bu kadar sıcak olmasa. Gelecekte buralara gelinecekse, Mayıs veya Eylül tercih edilmeli.

Akşamüstü biraz ilerideki Cala Carbo koyuna geçiyoruz. Rahatımız yerindeydi de, internet hiç çekmiyordu. Ertesi gün Yaprak'lar dönecek, onların otobüs organizasyonları filan gerekiyor. Hem sohbet de bir yere kadar!

Önceki

davamı...


Sabah Levent'i yolcu edebilmek için alışık olduğumuzdan geç bir saate yola çıkabildik. Sabah erkence saatlerde koyun yarısı çıkıyor, biz da çapamızı sorunsuz bir şekilde alabiliyoruz.

Çıktığımız saatte rüzgar iyice oturmuş, tam kafadan 14-15 knot'larda esiyor. İyi de deniz kabartmış. Sadece 4.5 mil yolumuz olduğu için motora kuvvet, az dayak yiyerek gidiyoruz. Bugün için üç ayrı seçenek belirlemiştik. İlkinin havaya biraz açık, ama demirlemiş tekneler var. Cepte deyip devam ediyoruz. İkincisi derince bir koy. Epey korunaklı bir açıda. Tabii ki kalabalık, ama yine güzel bir yer

davamı...


Beş yıl önce buralardan geçerken Doğu kıyısından inmiş, bu tarafa kiraladığımız araba ile gelmiştik.

Bu liman kasabasına bayılmıştık! Ama hem Covid zamanı, hem de Ağustos'un sonuydu. Koyda belki 4 tekne vardı, kasaba bomboştu. Şimdi apayrı bir dünya! Koyda demir atacak yer zor bulunuyor. Alışık olduğumuzdan çok daha kısa zincirler döşenebiliyor. Marina zaten "dalga mı geçiyorsunuz" modunda. Şansımıza tam çıkan bir tekneye denk geliyoruz. Yer de güzel, kenarda. Gün boyu orta bölge fena hareketli.

Kahvaltı sonrası Levent'ler bota atlayıp kasabayı gezmeye gidiyorlar. Hatta buradan

davamı...


Mallorca'nın kuzey batı cephesinden tırmanmaya başlıyoruz. Bugünkü hedefimiz Cova De Sa Sal. Değişik kayalık yapıları ile meşhur meşhur bir koy. 

Fakat yolda gözümüz Punta del Àguila koyuna takılıyor. 2-3 tekne var ve bu sakin havada çok keyifli gözüküyor. Rotayı biraz kırıp önce oraya bir demir atıyoruz. Ağır sıcakta bi yüzme molası iyi geliyor. 

Akşama doğru, koyun boşalmaya başlayacağını tahmin ettiğimiz saatlerde esas hedefimize doğru yollanıyoruz. Ama hala çok kalabalık! Gece alışık olduğumuzdan çok daha fazla tekne kalıyor. Ufak botlarda kalıp uyuyanlar dahi

davamı...


Pazartesi sabahı çok da sallanmadan toparlanıp son alışverişleri de hallettikten sonra ipleri çözüp marinadan ayrılıyoruz. Yolumuz çok değil, hava da yok.

Marinaya yakın bölge Pazartesi olmasına rağmen yine epey trafikli.

Sohbet muhabbet kısa sürede hedefe ulaşıyoruz. Önce koyun doğusundaki girintiye bakıyoruz. Burada yorumları çok olumlu bir lokanta var. Ama yerleşim sevimsiz, sınırlı demir alanı da kalabalık.

Koyun ortasındaki demir alanı geniş, o cepte, batıdaki girintiye ilerliyoruz. Uzaktan kalabalık gözüküyor, ama çok üst üste değiller. Hatta biz girerken çok kritik

davamı...


Devasa liman.  6-7 tane marina var. Çoğu 20 metre altında tekne kabul etmiyor. Bir tarafta da kocaman cruise gemileri.

Şehrin göbeğindeyiz. Katedral 15 dakika yürüyüş mesafesinde.

Tekne malzeme dükkanları da iyi. Kopardığımız gaz telinin yedeğini alabiliyoruz.

Akşam (gece!) Levent, Yaprak ve Irmak geliyor.

Pazar günü şehir gezisi ile geçiyor. Ve önünüzdeki günler için alışveriş.

Pazartesi sabahı son toparlamaları ve alışverişi yapıp açılıyoruz.