≡ Bastia

Arkadaşlarımız 22 Eylül'de Bastia'ya geliyorlar. Niyetimiz tekne ile Bastia tarafına geçip onları teknede karşılamaktı ama Calvi Bastia arası epey bir mesafe ve geçiş için neredeyse hiç uygun bir hava gelmedi. Hal böyle olunca biz de Bastia ve Cap Course'u onlarla beraber karadan gezmeye karar verdik. 

Cumartesi Calvi'den kiraladığımız araba ile düştük yollara. Arkadaşlarımız Pazar geliyorlar. Bastia'a geçmeden önce aradaki kasabaları gezip bir gece onlardan birinde kalmaya niyetliyiz. Batıdan doğuya doğru ilerliyoruz yavaş yavaş. Denizden kopup dağlara doğru yükseldikçe yine şahane manzaralarla karşılaşıyoruz, hava da serinliyor, dipdiri, tertemiz. 

Gittiğimiz bölgenin ismi Castagniccia, etraftaki devasa kestane ağaçları ile bir ilgisi olmalı diye düşünüyoruz. Piedicroce kasabasında dağlara nazır bir kafede kahve molası verdikten sonra, Pie-d'Orezza'ya uğrayıp kalacağımız köye gidiyoruz. Restore edilmiş eski bir köy evinde kalıyoruz. Yakınlarda eski bir kilise ve şelale var. Şelaleye kısa bir yürüyüşle ulaşılabiliyor. Yine yakın arkadaşlarımızla kitabımızı, oyunlarımızı, sevdiğimiz filmleri toplayıp bir kış bir dağ evine kapanma hayalleri başlıyor bizim bu ortamı görünce. 

Ertesi gün hedef Bastia ve yol üzerindeki Vescovato kasabası. Bizimkiler 17.00 gibi inecekler, vaktimiz var yeterince. Vescovato'ya girince araba parkındaki kalabalık biraz gözümüzü korkutsa da şehrin içine park etmek sıkıntılı olduğundan buranın yoğun göründüğünü anlıyoruz. Kasaba meydanını çevreleyen kafelerden birinde ufak bir mola sonrası kasaba turumuzu yapıyoruz. Buradaki bazı eski binalar ve kilisenin altına doğru uzandığı söylenen tüneller nedeniyle daha bir orta çağ havasını hissediyor insan.  

Bugünlerde sıkça duyduğumuz ve okuduğumuz rötar olaylarından dolayı aslında olası bir gecikmeye epey bir hazırlıklıydık ama aktarmaya rağmen hiç rötarsız ve hatta planlanan zamandan 5 dakika kadar önce iniyor bizimkiler Bastia hava limanına. Otele eşyaları bıraktıktan sonra güzel bir yemek eşliğinde hasret gideriyoruz. Neredeyse altı ay oldu birbirimizi görmeyeli, özlemişiz. 

Ertesi gün plan adanın kuzey ucunu oluşturan yarımada olan Cap Corse bölgesini gezmek. Biz bu yarım adaya "parmak" diyoruz, keza boyut olarak "burun" bu çıkıntıyı tanımlamakta biraz yetersiz kalıyor :) Bu parmağın uzunluğu yaklaşık 40 km, doğu batı arasındaki mesafenin de 15 km civarı olduğu söyleniyor ama aradaki dağlardan dolayı doğudan batıya geçmek 1 saati bulabiliyor bazı noktalarda. Konumu itibariyle ağırlıklı balıkçı kasabaları var, ama zamanında İtalya'ya yakınlığı nedeniyle şarap, zeytin ticareti gibi konularda epey aktif bir bölgeymiş. İlk durağımız Erbalunga kasabası. Aslında sahil yolundan direkt gitsek Bastia'ya yirmi dakika mesafede, ama tabii ki biz her zaman ki gibi direkt olmayan yollara giriyoruz. Yine döne dolana iniyoruz kasabaya. Canlı ve sevimli bir kasaba. Kasaba pazarına denk geliyoruz şans eseri. Çok eskiden adanın ana limanlarından birisiymiş bu kasaba, 1930'larda ise bohem hayatın, özellikle ressamların gözdesi olmuş. Zaten dolaşırken bu evde şu ressam yaşadı gibi tabelalar gözümüze çarpıyor bazı evlerde. Şu anda ise oldukça turistik bir yer. Yine kahveler, içkilerden sonra yola devam. Yarımadayı gezdikten sonra Bastia'ya dönüyoruz. 

Ertesi sabah eşyaları arabaya yükleyip Calvi'ye doğru yola çıkıyoruz. Ama acelemiz yok. Bastia'ya giderken geçtiğimiz yollar ve gördüğümüz kasabalar o kadar hoşumuza gitti ki arkadaşlarımız da görsünler istiyoruz. Neredeyse aynı rotadan geri dönüş yapıyoruz. Dağlar, orman, yollar yine çok büyüleyici. Akşam üzeri Calvi'ye ulaşıyoruz. Bu ekip zaten Nymphe'in müdavim ekibi. Herkes hemen yerleşiyor yerine. Hava muhalefeti nedeniyle bir süre Calvi'de mahsuruz gibi gözüküyor, ama keyfimiz yerinde. Mahsur kalmak için harika bir yer, ekip de şahane...